Tatar aktivist, Türkiye Cumhuriyetinin 100. yıldönümü şerefine ve tatar dili konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla 731 km ultramaraton koşusu gerçekleştirdi.
Ultramaraton, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun 100. yıldönümü, Tatar Lideri Ayaz İshaki’nin doğumunun 145. yılı ve Tatarlarının ilk cumhurbaşkanı olmuş Sadri Maksudi’nin doğumunun 145 yılı şerefine yapıldı.
1 Ekim günü Antalyadaki Cumhuriyet meydanında bulunan Atatürk heykelinin yanından Antalya-Ankara ultramaratonu başlamıştır ve 12 ekımde Ankarada Anıtkabirde tamamlandı. Maratonu başlatan sporcu ve tek katılımcısı, tanınan aktivist, Azatlık Tatar Gençleri Birliği’nin başkanı ve gazeteci Nail Nabiullindir.
Koşu mesafesi yaklaşık 731 km olup Isparta, Afyon ve Eskişehir’den geçtı. Sağlığıyla ilgili bir sorun çıkmaması halinde sporcu günlük 60-65 km koşarak maratonu 12 günde bitirdı. Azatlık Hareketi’nin üyelerinden oluşan bir ekip 12 gün boyunca Nail beye eşlik edecek ve rotanın zor geçilen kısımlarında sporcuyu destekledı. Aktivistler geceleri çadırda geçirdıç Türkiye’nin coğrafyası dağlık olduğu için söz konusu mesafe teknik olarak zordur, zira dik yokuşlarla zengindir ve rotanın ilk yarısı neredeyse tamamen yokuşlardan oluşuyor.
Her 3 km mesafede aydınlatma, her 5-7 mesafede ise gıda noktaları olacak, gerekli olduğu durumlarda tıbbi destek sunuldu. Rota, koşucunun 8. günde eski bir Tatar köyü olan, 19. asrın sonlarında Osmanlı devletine göç eden Tatarların kurduğu Osmaniye’ye varacağı şekilde organize edildi. Bu köyde koşusuna kısa bir ara vermeyi planlayan Nail Nabiullin, Kazan Tatarlarına desteğini ifade etmeği, onlara küçük bir esin kaynağı olmayı ve Tatarların milli mücadelesi için insanların dikkatini çekmeği amaçladı.
“Sadece bir spor etkinliği değil aynı zamanda bir toplumsal-siyasi etkinlik de ola bilen maratonlar her zaman toplumun dikkatini çeker. İdil-Ural tatarlarının yakın tarihteki büyük liderlerinin doğum yıldönümlerini kutlamakla biz günümüzde toplumumuzda hassas konulardan olan Tatar dili konusuna da dikkat çekmek istiyoruz. Türkiye ve Türk dünyası tarihinde böyle bir koşu ilk kez düzenlenecek ve kesinlikle yıllar boyu hatırlanacak” diye Nail Nabiullin düşüncelerini ifade ediyor.
Maratonun ana amaçları,
Türkiye’yi ve tüm Türk dünyasını Türkiye Cumhuriyetinin 100. kuruluş yıldönümü vesilesiyle kutlamak, yakın tarihin iki büyük Tatar aydını ve lideri olan Ayaz İshaki ve Sadri Maksudiyi doğumlarının 145. Yıldönümünde anarak günümüzde Tatar dilinin kırılgan durumuna dikkat çekmek, bunun yanı sıra Rusyada Tatarların ve diğer halkların haklarının sistematik olarak ihlal edilmesi konusunda farkındalık yaratmak, milli bilinç oluşturulmasına katkı sunmak ve koşu, sportif ve sağlıklı hayat gibi konuları özendirmek olarak belirlenmiştir.
“Mustafa Kemal Atatürk’ün ve Türkiye’yi inşa eden tüm şehitleri anarak Türk dünyasının gücünü ve güzelliğini göstermek, Türk dünyasının birliğini vurgulamak istiyoruz. Tataristan Cumhuriyetinden bir aktivistin Türkiye’nin 100. Yılı anısına koşuyor olmasının Türk birliğini daha da güçlendirdiğine, birbirimizi daha çok tanımamıza yardımcı olacağına inanıyoruz. Böylece Türk birliği meselelerine dikkat çekmek, Türk dünyasını inşa etmenin gerekliliği duyurmak, Türk Dünyası için bir etkinlik hayata geçirmek irademizi ortaya koyuyoruz.
Tataristan, Doğu Türkistan ve diğer bölgelerdeki Türklerin hak ihlalleri de dahil olmak üzere Türklerin ana meselelerine dikkat çekmek gibi bir amacımız var” diyor Nail Nabiullin
ve ekliyor: “Ayaz İshaki, bütün ömrü boyunca Kazan Tatarlarının ve tüm Türk halklarının haklarının korunması için mücadele vermiş, her zaman Tatarları birleştirmeye, gerçekleri göstermeye çalışmıştır. Onun yakın dava arkadaşı ve Tatar halkının ilk cumhurbaşkanı olmuş Sadri Maksudi ise Rusya İmparatorluğunun Parlamentosundaki bir konuşmasında “er yada geç ben de sizin hepinizle aynı haklara sahip olacağım” demiştir. İshaki ve Maksudi’nin doğumlarının 145. yıldönümünü kutladığım bu koşuyu Tatar diline adıyorum. Bu koşu vesilesiyle toplumun geniş kesimlerinin dikkatini Tatar dilinin bugünkü hassas durumuna ve Rusya’da baskı altında bulunan halkların haklarına çekmek istiyorum.
Türkiyeyi kendi devletimiz gibi görüyoruz. Burada yasamaktan çok mutlumuz. Uygur Türkleri ve Ahıska Türklerine vatandaşlık veriliyor, kolaylık sağlanıyor. Kırım Türkleri de buna katıldı. Biz de Tataristan Türkleri olarak Devletsiz ve sahipsiz kaldık. Bizim de devlet desteğine ihtiyacımız var. Bizi de diğer devletsiz Türkler arasına alın. Bizi de Ahıska Türkleri, Uygur Türkleri ve Kırım Türkleri gibi Türkiye Devleti korumasına alın. Vatandaşlık verin.
Bugün Rusya’da Tatarların ve diğer halkların hakları gasp edilmiştir. Asimilasyon hızlı bir şekilde yürütülmektedir. Bu koşu vesilesiyle biz Azatlık Gençlik Hareketi üyeleri, Tatar halkının ve diğer halkların günümüzdeki kötü durumuna karşı olduğumuzu beyan ediyoruz. Tüm dünyanın dikkatini bu konuya çekmek istiyoruz. Tatar halkının ve Rusya’daki diğer halkların haklarının gasp edilmesine karşı geniş toplumların desteğini rica ediyoruz. Ana dilimizde eğitim, düşünce özgürlüğü, özgür yaşam gibi temel haklardan yoksun bırakılan Tatarlar ve Rusya’daki diğer azınlıklar her daim baskı ve korku altında tutulmaktadır. Dilin korunması ve geliştirilmesi, insan haklarının gerçek anlamda korunması gibi konularda ciddi endişelerin mevcut olduğu inkar edilmez bir hakikattir. Rusya’da temel hak ve hürriyetler, çoğulculuk, demokrasi, tolerans ve farklı görüşlere saygı gibi önemli konularda ciddi eksikliklerin olması bizi endişelendirmektedir.
Diğer taraftan Türkiye devletinin ilgili makamlarına müracaat ediyor ve Rusya’daki bu baskı ve korku ortamını dikkate alarak Tatar Türklerine oturum izni verilmesi konusunda koşulların yumuşatılmasını rica ediyoruz”.
Nail Nabiullin, gerçekleştirdiği maratonun siyasi taleplerini de ifade ediyor:
– Tatarlara ve Rusya Federasyonundaki diğer halklara karşı yürütülen ayrımcılık ve hak ihlallerine dayalı siyasetin durdurulması,
– Tataristan’daki okullarda Tatar dilinin zorunlu statüsünün tekrar geri getirilmesi,
– Çuvaş, Mari, Hakas, Tuva, Başkurt ve diğer halkların dillerinin öğretiminin adı geçen özerk cumhuriyetlerde tekrar zorunlu hale getirilmesi,
– Tatar milli eğitim sisteminin bileşenleri olan kreşlerin, okul ve üniversitelerin milli eğitim sunabilmesi için olanak sağlanması,
– Tataristan’da Tatar dilinin bütün kamu ve toplum hayatına kazandırılması,
– Tataristan’da işe alımlarda Tatarca bilme zorunluluğunun uygulanması, belediye faaliyetleri ve hizmet alanlarında, üniversitelerde Tatar dili bilmenin zorunlu kılınması,
– Tataristan Cumhuriyeti Anayasasının 8. maddesi gereğince Tatar dilinin eşit statüsünün sağlanması,
– Milli faallere karşı baskıcı uygulamalara son verilmesi,
– Kazan şehrinde Ayaz İshaki’nin heykelinin dikilerek adına müze açılması.
Nail beyin koşusu Ekim ayının ilk günlerine denk geliyor. Bu ayda Tatar halkı 1552 yılında yaşadığı trajediyi anıyor, bağımsız Kazan Hanlığının başkenti olmuş Kazan şehrini kahramanca savunuşunu anımsıyor. 1552 yılında Rus işgali ile devlet bağımsızlığını yitiren Kazan Tatarları, asırlar boyunca ağır sınavlardan geçmiş, zorla hristiyanlaştırma, açlık ve asimilasyon politikalarına maruz kalmışlardır. Son yıllarda İdil Tatarlarının tarih hafızasının ortadan kaldırılması yönünde sistemli bir devlet faaliyetinin olduğu bir gerçektir. 1552 yılındaki büyük trajedinin bağımsız Tatar örgütlerince anılması ve Tatar tarihine dair kitaplar (örneğin Vahit İmamovun yazmış olduğu “Tatarların Saklanan Tarihi” kitabı) yasaklanmıştır.
Nail Nabiullin konuşmasını bu sözlerle bitiriyor: “Antalya-Ankara koşusu ile 1552 yılında Kazan Hanlığını ve şehrini savunanları ve günümüze dek Tatar halkının hakları için mücadele edenleri anıyoruz. Kazan şehitlerine anıt yapılması ve 15 Ekimin Tatar Anım günü ilan edilmesini talep ediyoruz. Bu koşumla tüm Tatarları haklarımız için birlikte mücadele etmeye, demokratik güçleri bizi desteklemeye çağırıyorum. Birlikte çok daha güçlü olabilir ve halklarımızın haklarını daha etkili savunabiliriz. Tüm hakların temsilcilerini kendi milli çıkarları doğrultusunda işbirliğine çağırıyorum”.