Ayaz İshaki’ye Mektuplar

Yusuf Akçura Ayaz İshaki hakkında yazdığı kısa bir biyografide onu hassas, ateşli, milletperver, idealist ve romantik olarak tarif etmektedir.1 Akçura’nın bu makalesinin yazıldığı yıllarda Rusya’da yaşayan Türk-Tatarlar hareket halinde idiler. Sürekli toplantılar yaparak milli meselelerine çözüm yolları bulmaya çalışıyorlar ve Rusya parlamentosuna yapılacak seçimlerde en iyi neticeyi almak, daha fazla vekili meclise sokmak için büyük bir çaba gösteriyorlardı. Petersburg, Kazan, Ufa, Orenburg değişik şehirlerde Türkçe-Tatarca gazete çıkarma yarışı başlamıştı. İsmail Gaspıralı, Abdürreşid İbrahim, Rızaeddin Fahreddin, Fatih Kerimi, Hadi Maksudi ve Yusuf Akçura gibi milliyetçi kesimin önemli aydınları Ayaz İshaki, Fuat Tuktar, Fatih Emirhan, Galiasker Kemal gibi biraz daha genç kuşak -ki bunlar biraz daha sosyalizme yakın- tarafından çıkarılan Tan, Tan Yıldızı gazetelerinde incitici tenkitlere mazur kalıyorlardı. Sizin artık zamanınız doldu, kenara çekilin, sıra bizde milleti ancak biz aydınlığa götürebiliriz diyerek millete rehberlik vazifesini önceki kuşaktan almaya çalışıyorlardı. Gençliklerinde sosyalizme biraz daha sempatiyle bakan bu kuşak zamanla bu sempatileri kaybettiler ve hükümet tarafından da bölücü-yıkıcı fikir akımlarının temsilcileri olarak mimlendiler. Ayaz İshaki bu yüzden uzun süre kaçak yaşadı, sürgün ve hapis cezalarına çarptırıldı. Hapisler, sürgünler onu yıldırmadı, uzun ömürlü olmasalar da 1913-1917 yılları arasında İl (1913), Söz (1915, Biznin İl (1916) gibi çeşitli gazeteleri çıkardı. Ekim 1917 İhtilali’nden sonra Rusya Müslümanlarının Moskova, Kazan ve Ufa’daki siyasi faaliyetlerine aktif olarak katıldı. Millet Meclisi tarafından 1919’da Ahmet Bey Salihov ile Paris Konferansı’na katılmak üzere görevlendirildiyseler de onlar Paris’e gidene kadar konferans dağıldı. Ayaz İshaki hayatının bundan sonraki büyük bölümünü Avrupa, Uzak Doğu ve Türkiye’de geçirdi. Uzak doğuda yaşayan muhacir Türk-Tatarlar için Mukden’de Milli Bayrak2 gazetesini, Berlin ve Varşova’da ise Yana Milli Yul dergisini çıkardı. II. Dünya Savaşı’ndan sonra Türkiye’ye yerleşti. Ankara ve İstanbul’da ikamet etti. Sovyetlere karşı mücadelesini ölünceye kadar devam ettirdi. Muhacerette çıkardığı Yana Milli Yul sadece bir mecmua değildir: Dünya’nın çeşitli cihetlerine dağılmış Türk-Tatar toplumunun birbirinden haber almasını, yakınlarını arayanların kavuşmasını sağlayan ve belki de en önemlisi çeşitli vesilelerle anayurtlarından ayrılmak zorunda kalan bu insanların yurtlarından ve akrabalarından haber almasına vesile olan bir haber ajansı gibi çalışıyordu. Ayrıca bulundukları ülkelerde anadillerinde herhangi bir yayından mahrum kalan insanlar bu dergi vasıtasıyla bu özlemlerini bir nebze olsun gideriyorlardı. Samsun’daki köylülerden, Harbin ve Helsinki’deki gençlere kadar dergiye gönderilen mektuplardan bu anlaşılmaktadır. Burada neşredilen belge ve mektuplar Hocam Prof. Dr. Nadir Devlet’ten bana intikal etmiştir ve şahsi arşivimde saklanmaktadır. Kardeş Edebiyatlar anma sayısı için bu belge ve mektupları ilk defa neşre hazırladım. Umarım okuyucuların ilgisini çeker. Arap harfleriyle gönderilen mektupların diline hiçbir müdahale yapılmadı ve hepsinin sadece transkripsiyonu yapıldı. Latin harfleriyle yazılan mektuplar aynen koyuldu. Yabancı dilde yazılanlar tercüme edildi. Okuyucuyu merakta bırakmamak için hepsinin orijinalleri de verildi. Bu belgeler arasında benim dikkatimi çeken en önemli husus Türkiye’de ya da başka ülkelerde yaşayan Saadet Çağatay (Ayaz İshaki’nin kızı), Musa carullah Bigi, Hamit Zübeyr Koşay, Sadri Maksudi, Mehmet Emin Resulzade, Osman Kocaoğlu, Zakir Kadiri Ugan’ın Arap harfleriyle Türkçe, Abdullah Battal Taymas’ın Latin harfleriyle Türkçe, muhacerette yaşayan Türk-Tatarların ise gerek Ayaz İshaki’ye ve gerekse Yana Milli Yul3 dergisine gönderdikleri mektupları Arap harfleriyle Tatar şivesinde yazmaları oldu.

Belge 1.

Fatsa 17.4.934

Süyüklü Yana Milli Yul idaresine

Türkiye Samsun vilayetinin Havza kasabasında Hilmiye isminde bir Kazan Tatarı avulu bar. Zur suğuşda bu avuldan dört ir kişi kutulup kalgan. Başka irleri balalargına.

Şu şu avulnun okumuşlısı Havza’da berber yani çeç ve sakal aluçı bulup tura. Bular barda fakirler. Her atna bazarı dip Havza kilgen Tatarlar bu çeç aluçının kibitinr cıyılıb Tatarca şöyleşib dünya haberleri ve bigrek öz ilerinin haberlerin öğreneler. Berber Fethullah abzige andan mundan seyrek gine Milli Yul ciberib kuyalar. Özüne Milli Yul getirtirlik akçesi yuk. Şu şu Fethullah abzige her vakit Milli Yul ciberilib tursa bütün bir avul Tatarı biçare izilgen illerinin açı haberlerin ve istiklal tartışıbıznın yürekli alga barışların ögrenib tururlar idi. Hürmet ve selam birle.

76. sandan alub kite başladı.

Belge 2.

Muhterem Ayaz Bey Hazretleri

Size, doktor kermeniz Saadet Hanım seyyide hazretlerine muhterem Osman Bey hazretlerine ihtiramlarım tehayatım dualarım.

Ben selamat. Cidde’de dört beş saat turub, seyyarelerde Medine şehrine yöneldim. Yol otuz-kırk saat kadar ise de ben beş gün yolda kalıp Mart 3’te hamis (perşembe) Medine-i Münevvere şehrine erişdim. Medine güzel şehirdir. Görseniz yarar idi. On yedi gün turdum, on yedi saniye kadar da olmadı. Mart 21’de Cidde’ye kayttım. Vizelerim üçün Cidde’de üç dört gün kadar turdum. Irak seferleri de ihtimaldir. Avdetimde Mısır’da birkaç gün ihtimal kalırım. İstanbul’a uğramak ihtimalleri de vardır. Varşova vizelerimi hazırlana alsanız, İskenderiye, Beyrut İstanbul şehirlerine haber verdirseniz yarar idi. Eser de Mısır’da iken bir yumuşunuz var ise

Caire Hotel Alexandrie Musa Carullah adresiyle mektup yazsanız mümkün. May ortalarında orada ihtimal bulunurum.

Mart 23’de 1932 sene

Musa Carullah [Bigi]

Belge 3.

Ankara, Karanfil Sokak 37

2.XII. 42

Ayaz,

Bundan on beş gün kadar önce bir mektubunuzu almıştım. Türlü maniler yüzünden cevap yazamadım. Biz hepimiz selamet ve afiyetteyiz. Ben ber-mutad derslerime devam ediyorum. Vakit artırabildiğim zaman yazmakta olduğum “Hukuk Felsefesi” adlı eserimi ilerletmeye çalışıyorum. Kızım Adile hem lisedeki hem fakültedeki derslerine devam ediyor. Reşid askerî fabrikada çalışıyor. 1 Teşrinisanide beklediği terhisi olmadı. Kamile Hanıma gelince o bizi iâşe için gıda maddeleri tedarik etmekle meşgul. Naile çocuğu ile beraber İstanbul’da, Kocası da İstanbul’a döndü.

Elhamdulillah ailece büyük bir gailemiz yok. Fakat ben buna rağmen neşesizim. Rusya Türklerinin vaziyetleri çok fena olsa gerek. Bu beni çok düşündürüyor. Siz ne âlemdesiniz? Rusya’dan bir haber yok mu? Bundan on gün mukaddem Cafer buraya gelmişti. Çok az kaldı. Şubatta İstanbul’a gitmek niyetim var. Bakalım mümkün olacak mı? Şimdilik bu kadar. Baki selam ve saygı.

Sadri Maksudi [Arsal]

Belge 4.

Yana Milli Yul İdaresine Berlin’de

Muhterem Efendiler!

İş bu mektup beraberinde ciberilmiş Tyantszin Türk-Tatar Milli İdaresi tarafından saylangan kamisyanın 11 Fevralda Tokyo’da bulgan gönülsüz vak’anı tikşürüp çıkargan kararnamesini mecmuanızın kilecek sanında basıp çıkarunıznı ütenebez. Büyük ihtiram ilen

Tyantszin Türk-Tatar Milli İdaresi

Serkatip Ayaz Süleyman

Belge 5.

Berlin Yana Milli Yul İdaresine

Hürmetlü milletdeşler!!!

Cenabı alilerinize sözümüz şul! Şu şu mektup ile birlikte Nogaya’da Şehabeddin Mercani Hazretinin tugan künü uzduruldu digen makale bilen “Uluğ Hürmetli Yulbaşçımız Ayaz Efendi Nogoya’da” digen makale yazıb ciberdik. Şunu Milli Yul Mecmuanızga yazuvıznı tüpçülük ile ütenebez mümkün kadar kinerek etip yazunıznı ütenebez. Ciberilmiş makalelerinizni mecmuanızga her daim yazıb tutunuz. Küp selam okub büyük ihtiram ile Nogaya İdil-Ural Türk-Tatar Müslümanlarının Medeniyet Cemiyeti

Reis Devletşah

Serkatip Muallim İmamaeddin

1934 yıl 28’nçe dekabr

Nippon Nogaya

Belge 6.

İdarege Mektup

Hürmetli Efendi!

Mecmuanızın iyun sanında minim Ankara Halköyünde birgen konferansım turunda söz süylegende minem güya “Şimal Türkleri” atlı bir kitabımda bulganlığı söylengen. Hiçbir zaman benim bu isimde bir eserim çıkganı yuk. 925 yılının güzünde İstanbul’da basılıp taralgan kıtabımnın atı (eger tenkitçinin eyterge tilegeni bu kitap bulsa) “Kazan Türkleri”dir. Eger bu isim yalgışlıgı minem tarihi ve içtimai uylarıma ve düşüncelerime dokunmasa idi min bu turuda deşmi kalabilir idi. Lakin min turmuş ve yaratılış yağından biznin mensup bulganımız Türk ilinin Şimal Türkleri dip atuluvına karşı turuculardanmın. Kazan Türkleri kitabında biznin üçün Şimal Türkleri atının tarihçe ve siyasetçe nik dürüst bulmaganlıgın kürsetirge ve berkitirge tırışdım (17-18 bitler). Anda yazgan süzlerimni munda göçürüb gazetenizge yük buludan saklanam. Elbette ol süzlerni sizde bilesiz ve tilegen vakıtta yanadan okub karı alasız. Sizge işbu tizetünü yiberü bilen birge yazganım uvak -tüyek eserlerimni sanga sanıb iske tüşürünüz üçün alkışlarımnı aldınıga çekmek de minem sizge borcumdur.

Bu mektupnu gazetenizin özünüz tilegen bir yerinde basıp çıkaruvuznı ütenib kalam.

A.Battal [Taymas]

Ankara 9.6.933

Hacıbayram Caddesi numer 10.

Belge 7.

Harbin Türk Tatar Yeşleri Uyuşmasının Başkarması

Harbin 1931’nçe yıl 10’nunçu april, san 57

Berlin’ge Milli Yul Mecmuasına

Şu şu mektup bilen Harbin Yeşler Tügereginden yartı yıllık Milli Yul jurnali üçün cibermeiz iki Amerikanski dollar. Tiz arada çıkaturgan jurnalinizni ciberüvizni ütenib hürmet bilen.

Yeşler Tügereginin Başkarma Reisi Salih

Serkatip

Hazinedar

Belge 8.

14.1.940

Tahran

Pek muhterem Ayaz İshaki Beyefendi

10.12.939 tarihli mektubunuzu aldım teşekkür ederim. Gerek Hacı Hadi ve gerek kardeşimiz Said Bey ve Ahmedcanların mektuplarından sizin geçirdiğiniz ağır vaziyetleri öğrenmiştim ve pek derin acılar çekmiştim, fakat sağ ve selamet İstanbul’a vasıl olduğunuza dair haberler acıları unutturmaya başladı. Hamd olsun bugünlerde kendi mübarek ellerinizle yazdığınız mektup artık bütün acıları unutturdu. Sağ olun.

Ticari işlere dair yazılarınızı vakitle okudum. Fikirleriniz doğrudur. Hakikaten böyle karışık bir zamanda daha fazla dikkat etmek gerek.

İstanbul’a kadar gidip dinlenmek hususunda ben de sizinle müttefikim. Ama bir sebep vardır ki o şimdilik mani oluyor. O da malumunuz olduğu üzere pasaport meselesidir. Bu mesele bir an evvel hal olsa çok iyi olurdu. İşlerimizin ilerlemesi için elzemdir. Bu meseleye dair sayın Cafer Beyefendinin de mektuplarında tekraren kay ettim.

M. Çokay vesairler hiçbir muharebe ve münasebette bulunmuyorum. Artık onlardan uzaklaştık. Zeki Velidi’nin bazı dalavereler çevirmekte olduğunu öğreniyorum. Hepsinin iş yerinde dişlerini çıkarmaktan başka vaziyetleri yoktur. Büyük Tanrı bu mevsufların şerrinden insanları muhafaza eylesin âmin.

Bütün tanıdık ve bildiklere benden selamlar. Kızımız Saadet Hanıma selamlar.

Hürmetle

Osman Kocaoğlu

Belge 9.

Saygılı Ayaz İshaki Beyefendi Hazretlerine

Esselamü aleyküm verahmetullah

Selamet bulgansız inşallah.

Mektubunuzu küpten algan ve okugan idim. Baytak vakitler ütdi. Sizge ve başka cirlerge de hiçbir mektup kisegi yaza alganım yok idi. Elbette özünüzde tahmin iteturgansız, Ömer efendi merhum vefat itkenin sonunda tam dehşet ve hayret içinde kalgan idim. İş bu arada baş avurtuvı, halsizlik gibi hastalıklar da geçirdim. Hala hem savlıgım mükemmel tegül. Anın üstüne özümni birgine himaye etüci Ömer Efendi merhumdan ayrılıvumnı fırsat ganimet bulup herifler zayıf fikirler ve miskinler baytakgına sözler ile burçub da aldılar. Ve hemenda burçmakta dırlar. Helsinki mollası da minem nüfuzumu halk nazarından tüşürmek içün türli vesileler kullanıb halk arasında propagandalar yasab turmaktadır. Cümleden birsi güya min sizge “tam yazgan ve söylegen sözlerimni Ömer Efendi merhum koşuvı ile söyledim ve yazdım” dib mektup yazgan imişmin. Ve siz de Helsinki mollasına şul süzlerimni göçürüb yazgan imişsiz. Siznin bu mektubunuznı Helsinki mollası Zuhur Tahir Begin kibitinde zur kural itib okugan ve andagı kişilerge “mine görünüz Tampere mollası tamam pıçıraklarnı indi Ömer Efendi merhum üstüne atıb çit cirlerge tarata” digen. Bu haber mundagı halk arasına yıldırım kibik taraldı minem üstüme baytak gına şlteler sebeb buldı. Bigrek de bu habernin siznin üte taraluvı ayrım eser kaldırıb turuvı malum bir nersedir. Halbuki min sizge andı bir nerse yazgan bulmasam kirek. Eger de yazgan bulsam da siz anı elbette Helsinki mollasına yazgan bulursız diyib aklıma bir de kilmiydir.

Minem “İslam Mecellesi”nde yazgan yazularım Ömer Efendi’nin buyrugı ile yazuluvı hiçbir bir mümkün de tegül idi. Belki, tamam yazularım ilmi meseleler ikenligi ve barısı da cevab şeklinde gine yazılganlıgı malum idi. Elbette bu nerselerni Ömer Efendi merhumnun batırlıgı ve himayesi sayesinde gine yaza alganlıgım ab açık görünüb turmakda idi. Munun manası “Ömer Efendi buyurdu min yazdım bulurga bir de mümkün tegül idi tegül mi? Şunun içün cenabınızdan eger de mümkün bulsa Helsinki mollasına Zuhur Tahir üte Tampere mollası mina “İslam Mecellesi”ndegi yazularımnı “Ömer Efendi buyruğı ile yazdım diyib mektub yazganı yuk” diyib bir mektub yazuvınıznı ütenem. Elbette öz fikriniz eytübgine “Tampere mollasını Ömer Efendi merhum himaye ite idi” disegiz zararı yokdur.

Hazırçe halim bir türligine. Yine evvelki kibik işge başlarga mevi ve meydan kütüp turam. Bu günlerde Arabistan Kralı İbn Suud Hazretlerinden hediye olarak 94 cild kitap aldım. Baytak mühim kitaplar. Şularnı mütalaa kılıb turam. Yine El-cezair Müslümanlarının cemiyetül ulema reisi Muhammed el-Beşiri el-Berahmi hazretlerinden 5-6 dane kitab geldi bu nerseler benim içünbaytak gına cıvanıc bulub turmaktadır. Günde iki saat mundagı balalarnı okutam. Hazırçe “İslam Mecellesi”ni çıgara alganım yuk. Çünki yana heyet bu nerseni çıgarırga ruhsat eytesi kilmi. “İslam Mecellesi”nin Finlandiya’daki halkımız arasında baytak eser kaldırgan imdi malum bulup turmaktadır. Halk bik tilegen bulgan iken. Tagın devam itivün bik üteneler. Meğer mahallemiznin heyeti “Şemiullah ve FahisHakimcan ve Ömer Nasibullah Efendiler) mecelleni tamam kontrol astına alıb çıgarmak tiliyler hatta alar mecellenin ismin de alışdırırga uyliylar. Ama min bu derecede burulup mataşını faideli görmiym çünki alarnın fikirleri bik mahduddur. Minemce “İslam Mecellesi’nin tutkan yolu bütünley yaraksız tgül idi. Azgına devam itsede bu mecelle Finlandıya’daki halıknın fikrini astın üstüne kitirmeye muvaffak bula bargan ve baytak üzgerişler yası algan idi.

Amirike tavışından biz munda faidelene almıybız. Başka (Arapça, Farsça ve Urduca) tillerde söylegende bik yahşi iştilse ve anlaşılsa da Tatarcaga başlaganın sonunda kıyamet kopgan kibik türli tavışlar ile butala başlı. Nindi gine kuvvetli radyo bulsa da güçü yetmiydir.

Bugün azgına keyfim ve savlıgım yahşi buluvını ganimet bulub sizge şul mektubnı yazarga muvafık buldım vaktiniz bulsa, siz de birer mektub yazıb, halinizni bildirib bizni şadlandırırsız diye ümid item. Siznin hasta bulub turu haberiniz de mini bik burçdı. Allah selamet olgalı idiniz inşallah!

Bazı bizge tiyişli hidmetleriniz bulsa yazıb turunuz. Eger de lazım bulsa munda siznin “İdil-Ural” isimli Rusça eserinizden bir iki dane bar, yiberirmin. Kolumdagı siznin “Süz” ve “İl” isimli gazetelerinizden siznin evvelki bazı mühim makalelerinizni kaytıb-kaytıb okıym. İlge kaytkan kibik bulam. Meğer efsusge mükemmel tegül bazı nüshalar gine. Musa Hazretnin de bazı kitaplarını tabıb aldım. Alardan da baytakgına tarih maddeleri tabıla ve ilimizdeki bulub ütken hallerni anlab buladır.

Doktor Lebib Efendige de bizden hazırca selam eytivünizni ütenem belki özüne ayrım mektub da yazarmın Allah kuşsa!

Hoş sav bulunız. Hürmet ve selamlar ile muhlisiniz Habiburrahman Şakir

Belge 10.

20.X.1953

Ankara

Çok muhterem üstad Ayaz İshaki Beyefendiye!

18 Ekim 1953 tarihli mektubunuzu büyük tesirle okuyarak muhteviyatına vakıf olduk. Her vakit olduğu gibi hastalığınızın arzı olmasını canı gönülden temenni ediyoruz. Tahmin olunan teşhislere göre adı geçen hastalıkların hiç birisi tedavi olunamayan vehim cinsten değildir. Tabii başta kendinizin yaşama azmi göstererek ilaçların tesirine yardım etmeniz gerekir. Üzüntü sebepleri ne kadar büyük olursa olsun irada ile bunları bir tarafa atarak iyi uyumak, derin düşünmemek ve kilo kazanmaya bakmak ilk akla gelen tedbirlerdir. Asap yorgunluğunun bedeni mukavemeti kırdığını tahmin için doktor olmaya lüzum yoktur. Bunları benden daha iyi bildiğinize şüphe olmamakla beraber hatırlatmasını samimiyetimize bağışlamanızı dileriz.

Bir an için hislerimizden tecrit ederek şunu arz edelim ki kimin daha önce ahirete göçeceği belli olmamakla beraber, eğer bizim daha çok muammer olmamız mukadder ise hatıratınızla ilgili tavsiyeleri yerine getirmeyi bir emir ve namus borcu telakki ederiz.

Bütün bu tedbirlerin vakitsiz telaşın yersiz olduğuna ve iade-i afiyet ederek hastaneden çıktığınıza dair haberleri sabırsızlıkla bekleyerek hürmetle ellerinizden öperiz.

Hanımım da arz-ı hürmet ederler.

Hamit Zübeyr Koşay

Belge 11.

Konya, 27-7-952

Muhterem büyüğümüz Ayaz Abzi

Mundan elik iki hat yazgan idim. İnşallah algansızdır. Lakin cevap kilmegeni üçin bik burçılıp turam. İstanbul’dan hiç hat alganım yuk, Hasan da yazmi. Mümkün bulsa bu hatnı algaç öz isenliginizni, Hasan’nın vaziyeti ve milli küreş meselelerin yazınız bik kızıkınıb turam. Özünizden haber bulmagaç ni uylarga da bilmiym.

Ankara’ga barganda minem Amerika meselesi soradım, kızganıçlıkka karşı anın uçı çıkmadı. Mümkün bulsa biznin teşkilat isminden mini cibere almazsız mı? Yul akçası özüm temin itermin. Arı bargaç iş temin itilü bilen bugün kiterge hazırmın. Biznin işlernin bulay akrıs yürüvüne içim pişip tura. Bir aylık mecmua çıkara alsak bik yahşi bulur idi. Milli işlerimiz bulmasa Amerika’ga kiterge bik aşıkmas idim. Rahat eyitb üylenir idim. Şul milli küreşge katnaşu ateşi meni ol hakdan alıp kuya.

Özüm Allah’ga şükür işleb kilem. Konya’da bik az kalabız. İşim rahat Allah barıbızga isenlik birüb izgi küreşibizde unışlıklar birsin amin.

Lebib Bekke, İbrahim Bekke, Hidayet Bekke, Hatib Halidi Bekke, Hasan’ga, Kasım Beklerge ayrı ayrı selam ve hürmetler.

Özünizden hat bulmagaç ni yazarga da bilmim.

Allah’dan sizge isenlik, uzun ömürler ve milli gayebiznin turmuşka aşıvun tilep kaluçı

Alaaddin

Belge 12.

Napoli 14/1/1938

Pek saygıdeğer Bay!

Mektebimize göndermek lütfunda bulunduğunuz mecmuaları muntazaman alıyoruz. Son derece teşekkürler ederiz. Büyük bir alaka ile okuduğumuz gibi talebelerimize de gösterir ve onları tenvir ederiz.

Yalnız Tatar ve Özbek Türkçesinde anlamadığımız birçok kelimeler var. Bu noksanlarımızı telafi etmek için Tatar ve Özbek lügat kitaplarına şiddetle ihtiyacımız olduğundan böyle bir eserin mevcut olup olmadığını ve nerede bulabileceğimizi bildirmenizi hassaten rica ederiz. İdarehanenizde mevcut olduğunu Kurtuluş mecmuasında okuduğumuz zîrdeki kitapların adresimize gönderilmesi ve ayrıca bedelinin de bildirilmesi mercûdur.

1- Milliyet ve Bolşevizm (eski harflerle)

2- Milliyet ve Bolşevizm Farsice tabı

3- Azerbaycan arması-kartpostal

4- Azerbaycan edebiyatına ait kartpostallar

Cevab-ı alilerine intizaren teşekkürlerimle saygılarımı sunarım bayım.

Abidin Feyzi

Pek kıymetli mecmualarınızdan birer numro da muntazaman adresimize irsal buyurulursa bizleri son derece memnun etmiş olursunuz. Hürmetler. A. Feyzi

Belge 13.

Ankara 25.VIII.951

Aziz ve muhterem Ayaz Bey!

Gelecek cumartesi ayın birinde İstanbul’a gelmek kararındayım. Beyoğlu’nda bir pansiyonda yerleşmek fikrindeyim. Pansiyon bana yalnız yaşamak için lazımdır. Yani yemek mevzubahis değildir. Yalnız oda yeter. Fakat telefon şarttır. Kabilse yarım ay için bir oda kiralamak isterim. Malum siz o mahallelisiniz. Bildikleriniz bulunur. Eğer zahmet kabul edip bana bir menzil buldurabilirseniz size çok müteşekkir olurum. Aynı zamanda bizimkilere de yazıyorum. Fakat bunlar şu mevsimde ekseriyet ötede beridedirler. Gerçi sizin de mevsim itibariyle Boğaziçi’nde bir yerde olmanız muhtemeldir. Fakat bir fırsatını bulup yer işine yardım ettirebilirseniz, kardeşlik göstermiş olacaksınızdır.

Baki candan selamlar sizin Mehmed Emin [Resulzade]

Belge 14.

Pek muhterem Ayaz Beyefendi: Ankara’dan aldığım mektuplarda sıhhı durumunuz hakkındaki her satırı dikkatle okuyorum. Uzun senelerin yorgunluğu neticesi vücudunuzda müşahede edilmekte olan rahatsızlıkları ciddi surette bertaraf etmeye çalışmak sırasında bulunduğunuzu yakından bilenlerdenim. Muhakkak ki AnkaraYa kadar gidebilmeniz iyileşmeye doğru müşahede edilmiş alametlerden biridir. Her fırsatı bir an evvel sağlığın tesisine çalışmak mevzusunda kullanacağınızı bir daha ifade etmeyi asla fazla bulmam. Sıhhatinizin ehemmiyeti her bakımdan değerlendirerek bir muhibbiniz olduğumu takdir edersiniz.

Bugün dostumuz Said Şamil Bey ile görüşmüştüm. Bizzat sizin de Münih’e seyahate çıkmak arzunuzdan söz açtı. Bu arzunuzun manasını ve ehemmiyetini ve mücadele hareketimize yapacağı faydaları layıkıyla takdir etmekle beraber ben -bir doktor ve bir muhibbiniz olmağım hasebiyle- şimdilik sıhhi durumunuzun böyle bir üzüntülü ve yorucu yolculuğa pek de müsaid olmadığı kanaatiyle, seyahat etmenizin hemen gerçekleşmesini istemiyorum ve bu kanaatimi zatı alinize açıklamayı zaruri buluyorum. Unutmamak lazımdır ki sizi en çok sarsan ve bugünkü durumunuzu tevellid ettirerek geçen seneki Münih seyahatiniz olmuştur. Sizin bir an evvel mücadelemizin bütün müşkülat ve ağır yüklerinden mukaddem sıhhate kavuşmanızı candan diliyor ve her fırsattan bilhassa oradaki samimi alaka ve bakımdan faydalanarak istirahatinizi temine çalışmanızı temenni ederim.

Kalbi selam ve saygılarımla

Belge 15.

4 Teşrin-i Sani 1942 İstanbul

Pek muhterem Doktor Talat Bey!

Bu mektupla taciz ettiğimden dolayı affınızı istirham ederim. Mesele gene bizim talebelerin vaziyeti hakkındadır. Hasan Ağay fırkaya bir istida ile yardımın başka talebeler derecesine çıkarılmasını ricada bulunuyor. (Bu istidanın kopyasını leffen gönderiyorum) Zatı alinizin de bu fakir hem hasta talebenin haklı ricasını desteklemenizi kardeşlik namına rica ediyorum. Hasan Agay hakikatken kimsesiz hem de hastadır, bundan dolayı yardıma hakikaten muhtaçtır. Bunun için elinizden gelen yardımı yaptırmaya çalışmanızı istirham ediyorum

Kardeşlikle Ayaz İshaki

Adresim: Sıraselviler 95 Taksim

Belge 16.

5.V.1947

Sevgili Eti,

Şimdi senin mektubunu yeni aldım. Her halde bu mektup perşembeye kadar erişir diye acele yazıyorum. Bununla iki günde mektuplar yürüyorlar.

Müstakil bir oda tutmak herhalde iyi olur. Hayırlısı olsun pek güneşsiz değil mi? Güneşsiz evler pek can sıkarlar. Belki bir iki ay sonra yazlığa da birer aya çıkabilirsin. Yaz ortasında odaları ucuzlar inşallah

Meryem hanımın tencere menceresin alırsak herhalde işe yarayan bir şey arttıramaz. Şilteyi kendin yaparsın da temiz bir şey üstünde yatsan daha iyi olurdu. Fazla gerek olacak. Şimdi böyle yorgan yastık çok pahalı ama lazım olan şeyi yaptırmak lazım. Ben sana bir de masa örtüleri getiririm. Bir iki çarşafım da vardır. Onları da getirim. Müstakil ev benim gönlüme yattı, o fena bir şey olmaz. Pahalı da olsa başkasının emrinde olmazsın hiç olmazsa.

Bugün Lebib Beyden de bir mektup geldi. Meryem Hanım parayı vermiyor sen yaz demiş. Meryem Hanım belki benim gelmemi bekliyor, bir hesaplar hazırlıyordur. Çünkü bana bir açık mektup yazarak, sizinle de kalanını görüşürüz demişti. Ben de sonra ona cevap yazmadım. Şimdi o paraları ver demek Lebib Beyin dediği gibi dostluğu bozmak gibi olmaz mı? Zaten dostluk yüzünden ve itimat etmekten böyle oldu. Onun için mufassal mektup yazarım diye düşünüp duruyorum. Fatır dolayısıyla iyi bir şey yazarım. Hem geleceğimi bildiririm. Eli benim ne gün gideceğim belli değil. Daha iki dersim var. Aylık parayı sen yeni öyge taşındıktan sonra yollarım. Madem adres daha belli değil bu mektup kite tursun bir olsun diye yazıyorum.

Selamlar ederim ellerinden öperim. Kızın Saadet

Mektubu taşınır taşınmaz yazarsın

Belge 17.

Pek muhterem Ayaz Beyefendi,

Bayram kutlu olsun. Bundan sonraki bayramları Bolşevik leşlerinin üzerinde ilimizde geçirmeyi bir Tanrı’dan dilerim.

Kardeşçe ve dostane ve samimi olarak yazılmış mektuplarınızı aldık. Çok teşekkürler ederiz. Sizinle öyle dostlar arasında birkaç gün değil, haftalar, aylarca geçirmeyi çok arzu ederdik. Fakat maddi değil de manevi imkânlar bulamıyoruz. Kardeşsiz ve kimsesiz olan ailemiz birbirine o kadar sık bağlanmış ki ayrılığa hiç de tahammülümüz yok. Hepimizin birden kalkıp gitmememiz de bilhassa bu çağlarda pek zor, adeta imkânsız. Sonra yerimiz Türkiye’nin İsviçre’si demeğe layıktır, çok güzel. Dolunun darbelerinden kurtulmuş az çok üzümümüz de var, bu bağı da bırakmak zor.

Sizin kardeşçe olan samimi çağrınız için tekrar teşekkür ederiz. Saniyem şimdilik mektup yazamadı. Bayram münasebetiyle çok meşgul. Vaktiyle o da yazar. Dost işlerin(?) hepsine de selamlarımız var. Bayramları kutlu olsun.

Selam ve saygılarla Zakir Kadiri Ugan

8/3/948

Belge 18.

İsveç Misyoner Teşkilatı’nın Mektubu

Bu mektupla derginizin aboneliğinin bu yılın kapanışıyla birlikte kaşgardaki rahip Robertnz için sona ereceğini size bildirmek isteriz. bu nedenle, 1935 Ocak sayısını açılmamış olarak ekte burada iade ediyoruz.

Belge 19.

Yahudi Sorununu Araştırma Enstitüsü’nün Mektubu

Bay Prof. Dr. Rachmati, Herman’ın “Bolşevizm ve Yahudilik” kitabının sizin çevrenizin ilgisini çekeceğini düşünüyor. Bu nedenle, size bir kopya göndermek istiyoruz ve bu eser hakkında bir inceleme şeklinde veya derginizde bir referansla eserin dikkatini çekmenizi çok memnuniyetle karşılayacağız.

Belge 20.

Şark Demir Yollarından Mehmet Sıddık’ın Mektubu

Belge 21.

Yeni Türkistan Dergisi’nin mektubu

Belge 22.

Fin-Türk Halk Mektebinin Himaye Cemiyeti’nin mektubu

Belge 23.

Cumhuriyet Gazetesi Başyazarı Yunus Nadi’nin Mektubu

Belge 24.

Ayaz İshaki’nin Türkiye’nin Frankfurt Konsolosluğu’na yazdığı mektup

Belge 25.

Mehmet Emin Buğra’nın Mektubu

Belge 26.

Abdullah Battal Taymas’ın Mektubu

Belge 27.

Abdullah Battal Taymas’ın Mektubu

Belge 28.

İsa Yusuf Alptekin’in Mektubu

Belge 29.

Serge A. Zenkovsky’in Mektubu4

Sayın Bay Ishaki

Yıllardır Sovyetler Birliği’ndeki Rus olmayan halkların sorunlarıyla ilgileniyorum ve özellikle Doğu Avrupa (İdil-Ural) ve Orta Asya Türk halklarının siyasi ve sosyal gelişimine ilgi duyuyorum. Adınız, Kuzey Türklerinin önde gelen liderlerinden biri olarak, benim için birkaç yıldır oldukça tanıdıktır.

Indiana Üniversitesi’nde birkaç yıldır çalışmaktayım. Doğu Avrupa ve Orta Asya’nın Rus olmayan halklarının kültürü ve tarihine ilişkin çalışmaların öncülerinden biriyim ve şu anda Sovyetler Birliği’nin (Rus olmayan) halklarının kültürüne yönelik bir ders veriyorum. Bu ders, birçok sayıda öğrencinin ilgisini çekti ve pek çoğu bu konular üzerinde çalışıyor.

Ben de şu anda 19. yüzyılda ve 20. yüzyılın başındaki kültürel canlanmayı da dikkate alarak İdil-Ural’ın sosyal ve ekonomik gelişimi konusunda çalışıyorum. Ne yazık ki, Amerikan kütüphaneleri bu konuda çok zengin değil, örneğin Paris’te 1933’te yayınlanan “İdil-Ural” adlı kitabınızı bulamadım.

Eğer bana İdil-Ural hakkında bibliyografik bilgi vererek ve kitabınızı nerede bulabileceğimi söyleyerek yardımcı olursanız çok sevinirim. Belki de bana satabileceğiniz birkaç örneğiniz vardır veya kitabınızın mikrofilmini temin etmeme yardımcı olabilirsiniz.

Sevgili İshaki Bey şimdiden teşekkür eder, en samimi duygularımı ifade ederim.

Ben Doğu Avrupa kültürel sorularıyla ilgilenen Slav çalışmaları enstitüsüne bağlıyım.”

Belge 30.

Orgeneral Rüştü Erdelhun’un kartpostalı

1 Yusuf Akçura, “Ayaz Efendi”, Kazan Muhbiri, sayı 179, 5 Kasım 1906, s. 2.

2 Bu gazete Mukden’de Prof. Dr. Nadir Devlet’in annesi Rukiye ve Babası İbrahim Devletkildi’ler tarafından çıkarılıyordu.

3 Bu dergiyi uzun müddet Fatih Kerimi’nin kardeşi Arif Kerimi çıkarmış, onun vefatından sonra bir müddet kızı Saadet Çağatay ve Prof. Dr. Reşit Rahmeti Arat da dergiye katkı sağlamıştır.

4 Kürşat Türkoğlu tarafından Fransızca’dan Türkçe’ye tercüme edilmiştir.

İsmail Türkoğlu

Кaynak: Kardeş Kalemler dergisi, özel 199. sayısı.


Bir cevap yazın