30 Ağustos’ta, Antalya’da, Akdeniz kıyısında, Tataristan’ın Egemenliğinin 35. yıldönümüne adanmış bir gece düzenlendi. Türkiye Tatarları Derneği tarafından organize edilen buluşmaya yaklaşık 40 kişi katıldı. Kutlama alanı Tataristan’ın sembolleriyle süslenmiş bayraklar ve balonlarla donatıldı.
Buluşmanın organizatörlerinden biri, gazeteci ve Türkiye Tatarları Derneği Başkanı Nail Nabiullin, Egemenlik Günü’nün anlamı ve tarihî özü hakkında konuştu. Ona göre, dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın tüm Tatarlar, 30 Ağustos’u Egemenlik Günü olarak kutlamalıdır.
“30 Ağustos, Tatar tarihindeki en önemli günlerden biridir. 1552’de devletimizi kaybettikten sonra, halkımız onu 30 Ağustos 1990’da hukuken yeniden kazandı ve Egemenlik Deklarasyonu’nu kabul etti. Egemenlik Günü, bugünkü Tataristan’ın temel günlerinden biridir. Tam da bu deklarasyon, 90’lı yıllarda Tatar halkının yeniden doğuşunun, millî okulların açılmasının, Cumhuriyetimizin gelişmesinin ve dünyada tanınmasının başlangıcını oluşturdu.
Evet, son yıllarda millî meselelerde ciddi şekilde geri adım attık: Tatar dili zorunlu olmaktan çıkarıldı, Cumhurbaşkanlığı kurumu kaldırıldı, Anlaşma yenilenmedi ve daha birçok şey. Halkımızın durumu son derece ağır. Ancak karamsarlığa kapılma ya da pes etme hakkımız yok. Devletlilik Tatar’ın kanında ve kalbindedir. Halkımız hiçbir zaman Egemenlik Günü’nü unutmadı ve unutmayacaktır. Bu nedenle 30 Ağustos’un Tataristan’ın Egemenlik Günü olarak kutlanması çok önemlidir. Tatar nerede yaşarsa yaşasın, dünyanın hangi köşesinde bulunursa bulunsun, bu günü hatırlamak, Tataristan bayrağını kaldırmak ve başkalarına hatırlatmak gerekir.
Tataristan’ın Egemenlik Günü, Tatarlara kendine güveni geri verdi ve millî gururu yeniden canlandırdı. 30 Ağustos 1990, Tatar halkının millî gurur günüdür.
30 Ağustos’un tüm dünyadaki Tatarların birleşme sembolü olması çok önemlidir. Bu yüzden, Tatarların yaşadığı her yerde bu günün Egemenlik Günü olarak kutlanmasını çağırıyoruz.
Bugün Egemenlik Deklarasyonu’nun kabulünün 35. yıldönümünü kutluyoruz. Bu yıldönümü bize bir kez daha halkımız için mücadele etmenin ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyor. 30 Ağustos, Tatar’a kim olduğunu hatırlatıyor ve şu soruyu soruyor: Halkın için ne yaptın? Bu soruya herkes kendisi cevap vermelidir.” — dedi Nail Nabiullin.
35 yıl önceki olayların canlı tanığı ve Egemenlik sürecinin aktif katılımcısı Ruşaniye Hanım da sıcak hatıralarını paylaştı. O, Tatar halkının nasıl mücadele ettiğini, neler yaşadığını ve Egemenliğin ne kadar önemli olduğunu anlattı. Tüm kalbiyle etkinliğe katılanları bayram vesilesiyle tebrik etti.
Nail Nabiullin ayrıca Türkiye’deki son Tatar buluşmalarını hatırlattı, yaz boyunca yapılan Tatar toplantılarından ve üçüncü İshaki yüzme yarışını düzenleme planlarından bahsetti. Ayrıca Tatar Kütüphanesi’nin faaliyetlerini tanıttı. Konuşmasında, Türkiye’de Egemenlik Günü’nü hatırlayan tek grubun kendileri olduğunu vurguladı.
“Bugün Antalya’da Tataristan’ın Egemenlik Günü’nü anıyoruz. Üç yıl önce bu zamanda İstanbul’da yaşıyordum ve bu etkinliği orada düzenliyorduk.
30 Ağustos, Tatarların birleşmesi için harika bir vesiledir. Çay içmek için bile bir araya gelmek zaten bir adımdır. Bunun için büyük masraflara gerek yok.
Dünyanın farklı köşelerinde yaşayan soydaşlarımızı, bizden örnek almaya ve 30 Ağustos’u Egemenlik Günü, 6 Kasım’ı Tataristan Anayasası Günü, ayrıca Tataristan bayrak ve arma gününü ve diğer millî bayramları kutlamaya çağırıyoruz!” — dedi Nail Nabiullin.
Dünyanın farklı köşelerinde yaşayan soydaşlarımızı, bizden örnek almaya ve 30 Ağustos’u Egemenlik Günü, 6 Kasım’ı Tataristan Anayasası Günü, ayrıca Tataristan bayrak ve arma gününü ve diğer millî bayramları kutlamaya çağırıyoruz!” — dedi Nail Nabiullin.
Buluşmaya, üzerinde Tataristan bayrağı, arması ve “Tataristan’ın Egemenlik Günü Kutlu Olsun” yazısı bulunan özel bir pasta hazırlandı ve misafirlere ikram edildi.
Gece, Gabdulla Tukay’ın sözleriyle yazılmış Tatar marşı “Tugan Tel” (“Ana Dil”)’ sona erdi.