Büyük Üstad Gaspıralı İsmail Bey

Evet, İsmail Bey büyük idi. Onun yaptığı işler, onun verdiği hizmetler de büyüktür. Onun ektiği tohumlardan yetişecek meyveler de büyüktür. Onun diktiği güllerden atılıp çıkan çiçekler de güzeldir, hoştur. Onun temellerini attığı bina sağlam ve güçlüdür.

Onun yaptığı hizmetler, onun başlatıp imkân verdiği işler o kadar çok o kadar çeşitlidir ki onlar hakkında zaman zaman cilt cilt kitaplar yazılsa da o çalışmaların değerleri ölçülerek azalmaz. Rusya müslümanlarındaki o denli medeni, milli, manevi bir hareketi ele alan, onun başında duran, onu en önce başlatıp yön veren kişi İsmail Bey’dir. Mektepler meselesi, türlü renkteki türlü cemiyetler yaratmak işi, dili inşa etmek, edebiyatı meydana çıkarmak, kadın ve kızların hakkını açıkça ele almak ve diğer tüm işlerin yerine getirilmesi İsmail Bey’e dayanır, tamamiyle tarihi İsmail Bey’den başlamaktadır.

Onun etkili gözleri dağları, yılkıları geçen, vakti zamanını aşan bakışı ile Rusya müslümanlarının hayatının ufak anlarına dek görmüştür. Nereye doğru giderse hangi yoldan çıkacağını hangi tarafa yürüse ne tür korkunçluklara uğrayacağını hemen sezdi. Halkının gücünü, hastalığın nereden düzeleceğini, nasıl iyileşmesi gerektiğini, ne renkte olduğunu büyük yüreği ile hissetti. Bu bakış açısından sonra onun ortaya attığı fikir, en doğru olan ve ona o zaman verilen ilham ‘‘bu halkın yaşayışı, halkın gelecekteki saadeti için milli medeniyet yayılmalıdır’’ denilen mesele oldu. O, bu sloganı bütün hayatının ideali olarak alıp bu sloganı kendisinin açılmakta olan bayrağına yazdı.

İsmail Bey önceki gibi bakışıyla Türk-Tatar milletinin yayılmış olan güçlerini Batı’da olduğunu sezdi. O ‘‘Batı’ya doğru!’’ diye yeni bir ilham aldı. Yeni bir emir verdi. Bu düşünceyi anlatmak için büyük bir kürsüye ihtiyaç duydu. Bundan dolayı o gazete yayımlamak için bütün gücünü verip ‘‘Tercüman’ı’’ çıkardı.

O kadere boyun eğip bütün Türk-Tatarların anlayıp düşüneceği bir dilde yazmaya başladı, kendisinin önceki fikrini halk arasında anlatmak için yazmaya, konuşmaya başladı.

Bütün gücünü kuvvetini mektepleri ıslah etmeye verdi. İlkel mektepleri ıslah etme düşüncesi, fazileti ile meydana çıktı ve tez zamanda bu fikrin yanında önceki medreselerin öğrencilerinden arkadaşlar, fikirdaşlar buldu.

Mekteplerin ıslahı olağanüstü derecede bir kuvvet ile İdil boyunda ve Kırım’da yayılmaya başladı. Bu fikri yaymak için Ahmed Bey, Gani Bey gibi fedai beyler, Hadi Maksudi, Galimcan El-Barudi, Gabdulla Bubi gibi gayretli, becerikli pedagoglar, muallimler yetişti. Kendi kendine büyüyen mektep meselesinden medreseye geçildi. ‘‘Hüseyniye’’ler, ‘‘Galiye’’ler, Bubi medreseleri meydana geldi.

 

1

 

Türk-Tatar yaşamını yaymakta İsmail Bey mektep ve basına ayrıca, yeni etkenler aramaya girişti. Yeni neslin dilediğimizce yetişmesi için ailenin sağlam, medeni ve güçlü olması gerektiği fikrine gelindi ve böyle sağlam, medeni aile kurmak için annelerin konumlarının değerli olması gerektiği bulunduğundan Doğu halkındaki kadın ve kızlara karşı bakışın değişmesine, kadın ve kızların kapanmasına son vermeyi ilk olarak şart gördü. Kendi kürsüsünden kadın ve kızların açılması, terbiyeli olması hakkında ilk sözünü söyledi.

Zaman akıp gitti, mektepler gelişti. Medreseler işletildi. Öğrenciler çoğaldı. Gazete sayfaları azaldı, İsmail Bey kitap yayımlamaya başladı.

Okumak-okutmak, ilim, eğitim yayıldı, İsmail Bey’in sözü Rusya müslümanlarının yaşamında büyük bir etken oldu.

Onun söyledikleri, yaptığı işler taraftar yaratmaya başladı. Çeşitli yerlerde yazarlar çıktı. Bunların hepsi de isimleri, bağlantıları ile ayrı olsa da İsmail Bey’e işte, fikirde ve başka başka insanlar olsa da hepsi onun açtığı yeri doldurmak ve ancak çiçeklendirmek için çalıştılar. Onun verdiği fikirleri ayrıntılı bir şekilde anlatmak, onun söylediği sözleri hayatta uygulamak için işe giriştiler.

İsmail Bey yine Rusya müslümanlarının teşebbüslerine bir bakış verdi. Çeşitli yerlerde çeşitli güçlerin doğmasını, onları bir yöntemle düzene sokmak için cemiyetler gerektiğini hissetti. Hayır kurumları kurma emrini verdi. Birkaç yıl geçti ve Rusya’da müslümanların yaşadığı bütün şehirlerde hayır kurumları kuruldu, fakirlerin, yetimlerin terbiyesine ve eğitimine başladı. Onlar sayıca az olan yerlerde bu dedenin tavsiyesi boyunca ‘‘Terakkiyönü İslam’’ ve ‘‘Eğitimin Yayımı’’ cemiyetleri meydana getirildi. Hürriyet manifestosundan sonra bütün Türk-Tatar dünyası hareketlendi, bir ‘‘Tercüman’’ yerine otuzdan fazla gazete ve dergi çıktı. ‘‘Tercüman’’ düşüncesinin yerine kırk çeşit yeni düşünceler, yeni fikirler, yeni meslekler meydana atıldı. Medeni hareket başlatan halkımızı tarih, medeni olan çocukça sevinci, siyasi rol oynamaya davet etti. İsmail Bey ‘‘Tercüman’’ dede sıfatı ile önceden olduğu gibi bütün halkı bir yoldan alıp götürme düşüncesine devam etti.

İnsanların düşüncelerindeki telaşı gördükten ve meslekteki ayrımları sezince İsmail Bey çabucak siyasi rolünü bıraktı. O bütün Rusya müslümanlarına yönelik siyasi yolda faydaya doğru bundan geçilmesin diyerek meşrutiyet çizgisini çizdi ve yeniden kendi işlerine başladı.

Artık İsmail Bey bizim aramızda değil. O Darürrahat’a gitti(vefat etti), ancak onun ektiği tohumlar, diktiği çiçekler, aşladığı meyveler bütün Rusya’ya yayıldı. Binler, milyonlarca öğrencileri onun başladığı işi alıp ilerlemeye, onun yarattığı işleri yükseltmek için onu uğurladılar. Böyle büyük bir dedesi olduğundan yukardan bakarak işin sonuna varıp çıkacağına inanıp bel bağlamaya çalıştılar. Her hareketinde bu kahraman dedesini örnek almaya, bu canlı imandan yaratılmış dedesinin çizdiği yoldan ayrılmayacağına inandılar.

İsmail Bey öldü.

 

2

 

Notlar ve açıklamalar:

Büyük Üstad İsmail Bey. ‘‘Yeni Milli Yol’’ dergisinin 1933 yılının 4. (nisan) sayısında ‘‘Gayaz’’ imzası ile basıldı. ‘‘Yayalar içinde ‘‘İl’’, numara 40, 1914 senesi’’ denildi.) İlk olarak makale G. İshakiy ‘‘Eserleri’’nin 6. Cildinde 2005 yılında yayımlandı. Metin dergiden alındı.

Önceki nottan anlaşıldığı üzere metin ilk olarak ‘‘İl’’ gazetesinin 1914 yılının 25 Eylül ayının 40. sayısında basılmış olacaktır, ancak 1933 yılının 4. sayısında epeyce kısaltılmıştır.

Derginin bu sayısı tam olarak Gaspıralı İsmail’e bağışlanacak değerde olacak. Ayrıca editörlerin ‘‘Yönetici’’den adlı yazısı Gosman Akçukraklı’nın ‘‘Milli Hazinemiz’’, Akçura oğlu Yusuf’un ‘‘Türklerin büyük muallimi ve muharriri İsmail Bey Gasprinskiy’’, Sadri Makdusi’nin ‘‘Emeller Üstadı’’, Hasan Sabri Ayvazov’un ‘‘Yaşasın ululardan İsmail Bey Gasprinskiy!’’, Fatih Emirhan’ın ‘‘Ulu milliyetçi doğrusunda küçük bir hatıra’’, G. Gaziz’in küçük bir yazması (isimsiz), Musa Carulla (Yarulla)’nın ‘‘Tercüman’’ muharriri muhterem üstad İsmail Bey hazretlerinin vefatı hatırasına yazılmış ‘‘Mülahaza’’ ve bir kitaptan’’, Selime Yakubova’nın ‘‘Müslüman kadın ve kızların hamisi İsmail Bey Gasprinskiy’’, Garif Kerimi’nin ‘‘Sararan Yapraklar’ı ve diğer makaleler, yazmalar basılmıştır. Bunların 1914-1916 yıllarında gazete ve dergilerde çıkmış olması dikkat çekiyor. Daha sonra derginin 7. (temmuz) sayısında, Saniya Gıyffet’in ‘‘İsmail Dede’ye’’ adlı şiiri çıkmıştır.

Kaynak: Ayaz İshakiy Eserler. 10. Cilt Kazan: Tataristan Kitap Neşriyatı, 2013. Sayfa 416-419.

Bir cevap yazın